24 Temmuz 2016 Pazar

Seyahat Günlükleri


Mutlu Günler..


Herkes gibi yazın gelmesini tatil yapmayı, kafa dinlemeyi, kendime bolca zaman ayırmayı en çok isteyenlerden biride bendim. Bilmeyenler için İstanbul’da Tiyatro Yönetmenliği Yüksek Lisans’ı okuyorum. Geçtiğimiz yıl okul açısından hayatımın en zor dönemlerini geçirdim diyebilirim. Yüksek Lisans derslerim gerçekten çok ağır ve yorucuydu. Öyle ki bir an kendime ''artık roman okumak istiyorum'' dediğimi hatırlıyorum. Kendimi hem beynen hem bedenen inanılmaz yorgun hissettiğim bir dönem geçirdim. Evet dolu doluydu koca 1 yıl hayatıma inanılmaz şeyler kattı. Ancak bilirsiniz ki İstanbul’un kalabalığı, gürültüsü, stresli ortamından sonra zaman zaman herkes gibi bende sessizlik, sakinlik istiyorum. İşte tam da bu noktada çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü ruhumu dinlendirebileceğim, huzur bulabileceğim, istediğim her an gelebileceğim bir yer var en azından. Gerçekten bunun için şükrediyorum. Ailem Bolu’da yaşadığı için bende yaz aylarını genellikle burada geçirmeyi tercih ediyorum. Özellikle de gitmeyi en sevdiğim yerlerden birine götüreceğim sizi fotoğraflarla J





Bizim denizimiz yok ama sayamayacağım kadar çok anlatamayacağım güzellikle göllerimiz var. Bunlardan biri de Gölcük.. Bana göre burası tam anlamıyla doğal bir cennet... Bolu'lu olduğum için söylemiyorum gördüğünüz zaman siz de bana hak vereceksiniz. Gölün denizden yüksekliği 95 m gölün etrafı ise 1.300 mt. İstanbul'da ki arkadaşlarımdan genellikle hep Abant'ı görmek istediklerini duyuyorum. Bolu dediğim zaman direk ''Abant çok güzelmiş birgün mutlaka gelmeliyim'' diyorlar. Bende mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum ancak hemen ekliyorum ''mutlaka Gölcük'ü de görmelisiniz'' .Sanırım Gölcük bu anlamda dışarıdaki insanlara karşı adını Abant kadar duyuramadı. Bana soracak olursanız Abant'a yüzlerce kez gitmiş biri olarak Gölcük  bana her açıdan daha güzel geliyor. Abant'ta yer alan faytonlar ve atlar burada yok, hiçbir motorlu taşıt yok. Sadece sessizlik hakim. Bu sözlerimden Abant'ı sevmediğim düşünülmesin oranın yeri de ayrı elbet bir gün de ordan karelerle sizleri buluşturacağım. Geçtiğimiz haftalarda yine Gölcük’e gittim. Tam da tahmin ettiğim gibi gerçekten çok kalabalıktı.Özellikle de öğleden sonra tıklım tıklımdı. Hem piknikçiler, hem gezmek isteyen insanlar.. Bolu, İstanbul ve Ankara'ya yakın olması sebebiyle hafta sonu bu illerden ve diğer çevre illerden çok fazla insan geliyor. Şunu söyleyebilirim ki gelip gören herkes hayranlık içinde kalıyor ve inanılmaz keyifli vakit geçiriyor. Gölcük hem kış hem yaz her mevsim ayrı güzeldir. Yaşadığınız şehrin gürültüsünden, kirli havasından ya da o atmosferden kısa bir süreliğine de olsa kurtulmak için size muhteşem bir fırsat olacaktır buraya gelmek.  Günübirlik bile gelebilirsiniz. Yazın temiz hava da yeşillikler arasında sıcaktan bunalmadan yürüyüş yapabilir, bu güzel manzarada fotoğraflar çekerek anı ölümsüzleştirebilir, gölün etrafını turlayabilir, bisiklete binebilirsiniz, kışın ise karpostallık görüntülerle muhteşem dakikalar geçirebilirsiniz.






Temiz hava, bol oksijen garanti, yeşil ve mavinin muhteşem uyumu.. Diğer illerde sıcaktan bunalıp nefes alınmıyorken burada aksine rüzgarlı serin bir hava hakim.






Zaten yaz aylarında Bolu kesinlikle İstanbul kadar sıcak ve nemli olmuyor. O serin rüzgarı mutlaka hissediyorsunuz.Buraya geldiğinizde ihtiyacınız olan tek şey fotoğraf makineniz ya da telefonunuz ha birde sizi çekecek bir arkadaşa ihtiyacınız var. Fotoğraf çekmeyi inanılmaz derecede seviyorum ve her zaman ki gibi bir sürü fotoğraf çektim bunlardan birkaçını da sizlerle de paylaşmak istiyorum.



















 Görüldüğü üzere gölün tam kıyısında bu muhteşem manzarayı daha da güzelleştiren bir ev var. Buraya gelip bu evi arkasına almadan fotoğraf çektirmeyen yok :) Özellikle dışarıdan gelen insanlar bu evin kime ait olduğu içine girilip girilmediğini merak ediyor. Malesef halka açık bir yer değil etrafı tellerle çevirili Orman Bakanlığı'na ait Bakanlık misafirlerinin konakladığı bir ev.












Yolunuz bir gün Bolu'ya düşerse Gölcük'e uğramadan yöresel yemeklerimizi yemeden gitmeyin..


Sevgilerle.. Hoşçakalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder