26 Temmuz 2016 Salı

NIVEA SUN KORUMA & BRONZLUK İÇEREN YÜZ KREMİ


Mutlu Günler

Yaz denildiğinde hepimizin aklına deniz, kum, güneş geliyor. Bronz bir tene kavuşmak ise herkesin hayali... Özellikle benim gibi beyaz tenli olanlar bu konuda biraz daha zorlanıyorlar. Ancak bizler içinde artık kızarmadan bronzlaşmak çok kolay. Güneş kremleri dışında bronzlaştırıcı yağlar ve ektsra ilave ürünlerle bizde artık esmer tenliler gibi çok kolay bronzlaşabiliyoruz. Bununla beraber güneşten de kendimizi koruyabildiğimiz kadar korumamız gerekiyor.Özellikle yaz aylarında dışarı çıkmadan önce mutlaka güneş kremi kullanmak gerekiyor. Ne yazık ki genelde hep unutuluyor. Bende bir dönem güneş kremi alıp sürmeyi unutan ya da üşenenler arasındaydım. Ancak uzun zamandır (buna kış ayları da dahil) özellikle yaz aylarında güneş kremi kullanmadan çıkmıyorum artık alışkanlık haline getirdim. Güneş kremi seçimi de gerçekten önemli bir faktör. Örneğin ben beyaz tenli olduğum için 50 faktör altında kullanmamaya çalışıyorum. 

2 aydır kullandığım güneş kreminden bahsedeceğim sizlere. Bu kremi a101’de görüp almıştım. Fiyatı 28 TL’ydi.  Görüldüğü üzere yüz kremi ancak bazı takipçilerim vücut içinde kullanıp kullanmadığımı sormuşlardı. Ben bu ürünü sadece yüzüme kullanıyorum vücut için farklı bir krem aldım ve tatilde onu kullanacağım. Nıvea’nın ürülerinden şuana kadar kullanıp sorun yaşadığım bir ürünü hatırlamıyorum. Bu kremi alırken de beğeneceğime emindim ancak acaba beyaz beyaz durur mu ya da sivilce yapar mı diye korkmadım değil…





Tek kelime ile bayıldım diyebilirim. Suya dayanıklı bir krem, incecik bir yapısı var asla yüzde beyazlık bırakmıyor ve yapış yapış olmuyor. Cilt tarafından emilme süresi de oldukça hızlı. Kokusu da bir o kadar güzel. Az bir miktar tüm yüze yetiyor. Koruma ve bronzluk içerdiği için hızlı bronzlaşma konusunda da etkilidir diye düşünüyorum ancak ben günlük olarak kullandığım için şuana kadar bronzlaşma konusunda ekstra bir fark görmedim. Tatile gittiğimde bu konuda bir etkisini gözlemlersem instagram hesabımdan mutlaka ayrıca yorumlarımı paylaşırım..Ben 2 aydır makyaj yaptığım zaman da yapmadığım zamanlarda sürekli olarak dışarıya çıkmadan önce bu kremi kullandım. Makyaj altına sürdüğüm zaman da hiçbir sorun yaşamadım. Eğer sizde yüz için güneş kremi arayışındaysanız bence bu ürüne mutlaka şans vermelisiniz. Bu arada karma cilt tipine sahip olduğumu belirtmemde yarar var. Her ürün her cilt tipine göre farklılık gösterir.





Sevgilerler...Hoşçakalın

24 Temmuz 2016 Pazar

Seyahat Günlükleri


Mutlu Günler..


Herkes gibi yazın gelmesini tatil yapmayı, kafa dinlemeyi, kendime bolca zaman ayırmayı en çok isteyenlerden biride bendim. Bilmeyenler için İstanbul’da Tiyatro Yönetmenliği Yüksek Lisans’ı okuyorum. Geçtiğimiz yıl okul açısından hayatımın en zor dönemlerini geçirdim diyebilirim. Yüksek Lisans derslerim gerçekten çok ağır ve yorucuydu. Öyle ki bir an kendime ''artık roman okumak istiyorum'' dediğimi hatırlıyorum. Kendimi hem beynen hem bedenen inanılmaz yorgun hissettiğim bir dönem geçirdim. Evet dolu doluydu koca 1 yıl hayatıma inanılmaz şeyler kattı. Ancak bilirsiniz ki İstanbul’un kalabalığı, gürültüsü, stresli ortamından sonra zaman zaman herkes gibi bende sessizlik, sakinlik istiyorum. İşte tam da bu noktada çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü ruhumu dinlendirebileceğim, huzur bulabileceğim, istediğim her an gelebileceğim bir yer var en azından. Gerçekten bunun için şükrediyorum. Ailem Bolu’da yaşadığı için bende yaz aylarını genellikle burada geçirmeyi tercih ediyorum. Özellikle de gitmeyi en sevdiğim yerlerden birine götüreceğim sizi fotoğraflarla J





Bizim denizimiz yok ama sayamayacağım kadar çok anlatamayacağım güzellikle göllerimiz var. Bunlardan biri de Gölcük.. Bana göre burası tam anlamıyla doğal bir cennet... Bolu'lu olduğum için söylemiyorum gördüğünüz zaman siz de bana hak vereceksiniz. Gölün denizden yüksekliği 95 m gölün etrafı ise 1.300 mt. İstanbul'da ki arkadaşlarımdan genellikle hep Abant'ı görmek istediklerini duyuyorum. Bolu dediğim zaman direk ''Abant çok güzelmiş birgün mutlaka gelmeliyim'' diyorlar. Bende mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum ancak hemen ekliyorum ''mutlaka Gölcük'ü de görmelisiniz'' .Sanırım Gölcük bu anlamda dışarıdaki insanlara karşı adını Abant kadar duyuramadı. Bana soracak olursanız Abant'a yüzlerce kez gitmiş biri olarak Gölcük  bana her açıdan daha güzel geliyor. Abant'ta yer alan faytonlar ve atlar burada yok, hiçbir motorlu taşıt yok. Sadece sessizlik hakim. Bu sözlerimden Abant'ı sevmediğim düşünülmesin oranın yeri de ayrı elbet bir gün de ordan karelerle sizleri buluşturacağım. Geçtiğimiz haftalarda yine Gölcük’e gittim. Tam da tahmin ettiğim gibi gerçekten çok kalabalıktı.Özellikle de öğleden sonra tıklım tıklımdı. Hem piknikçiler, hem gezmek isteyen insanlar.. Bolu, İstanbul ve Ankara'ya yakın olması sebebiyle hafta sonu bu illerden ve diğer çevre illerden çok fazla insan geliyor. Şunu söyleyebilirim ki gelip gören herkes hayranlık içinde kalıyor ve inanılmaz keyifli vakit geçiriyor. Gölcük hem kış hem yaz her mevsim ayrı güzeldir. Yaşadığınız şehrin gürültüsünden, kirli havasından ya da o atmosferden kısa bir süreliğine de olsa kurtulmak için size muhteşem bir fırsat olacaktır buraya gelmek.  Günübirlik bile gelebilirsiniz. Yazın temiz hava da yeşillikler arasında sıcaktan bunalmadan yürüyüş yapabilir, bu güzel manzarada fotoğraflar çekerek anı ölümsüzleştirebilir, gölün etrafını turlayabilir, bisiklete binebilirsiniz, kışın ise karpostallık görüntülerle muhteşem dakikalar geçirebilirsiniz.






Temiz hava, bol oksijen garanti, yeşil ve mavinin muhteşem uyumu.. Diğer illerde sıcaktan bunalıp nefes alınmıyorken burada aksine rüzgarlı serin bir hava hakim.






Zaten yaz aylarında Bolu kesinlikle İstanbul kadar sıcak ve nemli olmuyor. O serin rüzgarı mutlaka hissediyorsunuz.Buraya geldiğinizde ihtiyacınız olan tek şey fotoğraf makineniz ya da telefonunuz ha birde sizi çekecek bir arkadaşa ihtiyacınız var. Fotoğraf çekmeyi inanılmaz derecede seviyorum ve her zaman ki gibi bir sürü fotoğraf çektim bunlardan birkaçını da sizlerle de paylaşmak istiyorum.



















 Görüldüğü üzere gölün tam kıyısında bu muhteşem manzarayı daha da güzelleştiren bir ev var. Buraya gelip bu evi arkasına almadan fotoğraf çektirmeyen yok :) Özellikle dışarıdan gelen insanlar bu evin kime ait olduğu içine girilip girilmediğini merak ediyor. Malesef halka açık bir yer değil etrafı tellerle çevirili Orman Bakanlığı'na ait Bakanlık misafirlerinin konakladığı bir ev.












Yolunuz bir gün Bolu'ya düşerse Gölcük'e uğramadan yöresel yemeklerimizi yemeden gitmeyin..


Sevgilerle.. Hoşçakalın..

23 Temmuz 2016 Cumartesi

UYGUN FİYATLI MAKYAJ SÜNGERLERİ H&M \ XP \ EKLİPS



Herkese Merhabalar

Hepimiz ten makyajlarımızda çoğunlukla süngerleri tercih ediyoruz. Ancak çoğumuz kozmetik ürünlerine çok fazla bütçe ayıramıyor ya da daha uygunu varken ayırmak istemiyoruz. Açıkçası beauty blender'a 55 tl vermek bana biraz mantıksız geliyor. Çünkü 55 tl de olsa o da bir sünger ve o da küflenecek, yırtılacak. Kullanmadığım için onunla alakalı bir yorum yapmam doğru olmaz ancak uygun fiyatlı ve performansı ciddi anlamda güzel süngerler var ve beauty blender'ın sırf pahalı olması sebebiyle çokta mucizeler yarattığını düşünmüyorum. Bazı şeyler psikolojik :) Konuyu daha fazla uzatmadan hemen süngerlere geçiyorum. Fotoğrafta süngerlerin ıslak halini görüyorsunuz.









EKLİPS MAKYAJ SÜNGERİ

Bu süngerler arasında ilk kullandığım eklips'in süngeriydi. Çok uzun süre kullandım hala da kullanıyorum hatta indirimlerde yedekliyorum. Islatıldığında oldukça şişiyor yumuşacık ve çok ürün emmiyor. Ben ten ürününü fırça ya da el ile uygulasam bile ardından mutlaka süngerle geçiyorum böyle yaptığımda istediğim doğallığı daha iyi elde ediyorum. Bana kalırsa uygun fiyatlılar arasında en başarılılardan biri ancak tek kötü yanını söylemem gerekirse çok çabuk yırtılması...Zaten sünger oldukları için ne kadar temizlersek temizleyelim bakteri oluşturmaya çok müsait yapıdalar. O yüzden çok uzun süreler tabi ki de kullanmak doğru değil ama herhangi bir deforme oluşturmayınca sonuçtan da memnun kalınca, insan yırtılana kadar kullanıyor. Dediğim gibi keşke çok çabuk yırtılmasa neredeyse 1 ay dolmadan yırtılıyor. Yine de sürekli almaya devam edeceğim başarılı bir sünger. Fiyatı indirimde 5 TL.





XP MAKYAJ SÜNGERİ

XP markası bildiğiniz gibi son zamanlarda sıkça duyulur oldu. Hem fiyatlarının uygunluğu, hem her yerde kolaylıkla bulunması (pazarlarda  bile) hem de birkaç ürününü denedikten sonra memnun kalınırsa insana cazip gelmeye başlıyor. Ben öncelikle birkaç rujunu ve fırçasını alıp herhangi bir sorun yaşamadığım için süngerine de bir şans vermek istedim.







Bu zamana kadar kullandığım diğer süngerlerle kıyasladığımda bunun inanılmaz sert bir yapısı var. Islattığım zaman epeyce büyüyor suyla temas edince biraz daha yumuşuyor tabi ama bu da kısa sürüyor ve inanılmaz ürün emiyor. Onu da geçtim sürdüğünüz ten ürününü dağıtmanıza bile izin vermiyor. Gerçekten çok değişik bir yapısı var. Yüzünüzü döver gibi hissettiriyor kullanırken bile zevk almıyor insana. Ben 6.50 TL'ye almıştım ama 1 kuruş bile etmez.


H&M MAKYAJ SÜNGERİ

Gelelim en sevdiğime; h&m makyaj süngerinin ilk olarak beyaz olanını kullanmaya başlamıştım. Gerçekten bayıldım diyebilirim. Şuana kadar 2 tane kullandım tabi ki ikisininde miladı dolu. İlk fotoğrafta da göreceğiniz üzere ayakta duramıyor. :) O yüzden tek başına çekmedim. Aslında küflendiği için çoktan çöpe gitmesi gerekirdi ancak bu post için sakladım çünkü Görkem Karman önerdikten sonra ne yazık ki bir daha denk gelemedim bu süngere. Islattığınızda diğer süngerler kadar şişmiyor, aşırı derecede yumuşak hatta ıslanınca formu biraz değişiyor ama hemen eski haline dönüşüyor. Bana göre çok fazla ürün emmiyor ve ürünü homojen bir şekilde yayıyor. Renk beyaz olunca lekeleri çıkarmakta biraz sıkıntı yaratsa da beyaz sabun çok iyi iş görüyor. Eklips'e göre daha dayanıklı. İlk aldığımda 3 ay kullandım ne bir küflenme ne bir yırtılma kesinlikle olmadı. 2. ise daha çabuk küflendi. Fiyatı 7tl gördüğüm yerde kesinlikle alacağım bir sünger. Hatta sevdiklerim arasında ilk sırada gerçekten çok başarılı.







Mor olanı ise daha yeni aldım ancak düşüncelerimi yazmam için çokta uzun süre beklememe gerek kalmadı ilk kullanımda bile tıpkı beyaz gibi ne kadar başarılı olduğunu gösterdi bana. Satın alırken mağazada bir çalışana beyazla arasındaki farkı sorduğumda hiçbir fark olmadığını söyledi her ikisi de aynı şekilde üretiliyormuş sadece renk farkı var. Sanırım bir de siyah olanı varmış ona hiç denk gelmedim ama onun da çok güzel olduğunu söyledi.Mor olan suyun altında beyaz olana göre daha çok şişiyor. Yıkadığımda renginde herhangi bir akma olmadı. Ben performansını çok beğendim. Bir daha bulamam diye bolca stok yapmıştım. Denk geldikçe de almaya devam edeceğim. Fiyatı 6.99 TL.


Sevgilerle, Hoşçakalın...

13 Temmuz 2016 Çarşamba

KAŞ MASKARALARI KARŞILAŞTIRMASI


Merhabalar..

Bugün ki yazımda kullandığım kaş maskaralarından bahsetmek istiyorum. Her zaman kaşlarda doğallıktan yanayım. Kaşlarımı şuana kadar hiç kuaförde aldırmadım doğal halleri benim daha çok hoşuma gidiyor. Sadece gerektiği zaman orta kısmını kendim alıyorum. Kaş yapım gayet gür sadece aralarda hafif boşluklar var. Kaş kalemlerini de nedense bir türlü sevemedim Ben kaşlarıma uzun süredir bu tarz kaş ürünleri ile renk vermeyi ve sabitlemeyi tercih ediyorum. Kaşlarımı doldurma işlemine de henüz yeni başladım. Bunun için son zamanlarda yeni kullanmaya başladığım ve  çok beğendiğim bir ürün daha var eminim ki onu da hepiniz biliyorsunuzdur ama ondan sonra ki yazımda bahsedeceğim :) Gelelim ürünlere;





Rimmel London Brow Thisway Kaş Maskarası

Kaş maskarası ile ilk tanışmam Rimmel London’ın kaş maskarası ile oldu. Ürünün 3 rengi var. Blonde,medium brown ve dark brown. Benim kullandığım Medıum Brown rengi. Kullandığım ilk günden beri yaptığım her makyajda severek kullandığım bir ürün oldu. Çünkü gerçekten kaşlarımı çok doğal bir şekilde boyayıp renklendiriyor ve kısa süre içinde de sabitleniyor. Gün içerisinde kaş etrafına hiçbir şekilde bulaşmadan ben temizleyene kadar sabit kalıyor. Fırçasından bahsetmem gerekirse bir kaş maskarasına göre boyutunun büyük olduğunu düşünüyorum. Yapısı diğer iki maskaraya göre daha yoğun kıvamda bu yüzden etrafa taşırmamak için ürünün fazlasını fırçadan sıyırıp dikkatli uygulamakta fayda var. Ben uygularken kesinlikle bastırmadan hafif hafif uyguluyorum ve tek kat bile yeterli oluyor. Bastırmadan uygulandığında zaten ürünün fırçasıyla ilgili bir sorunda yaşanmıyor. Ben tam 3 tane bitirdim. Bu gösterdiğim ise 4.olacak. Bittikçe mutlaka alacağım başarılı ürünlerden biri.







Essense Make Me Brow Kaş Maskarası

Rimmel London’ın kaş maskarasından sonra kullandığım 2. Ürün ise Essence’in Kaş Maskarası oldu. Sevdiğim en güzel yanı fırçasının minicik oluşuydu. Uygularken işimi hiç zorlaştırmadan uygulamamı kolaylaştırıyor. Ancak renk verme konusunda Rimmel London Brow Thisway kadar başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Ona göre daha az renk veriyor. Ama çok problem değil benim için bu da yeterli oluyor. Çünkü kaşlarda aşırı boyanmış o yapay ve sert görüntüden hoşlanmıyorum. Kalıcılığı yine aynı şekilde ben silene kadar gün boyu sabit kalıyor. 1. Tüpümü bitirdim 2 tane de yedeğim var. Açıkçası fiyatına oranla verdiği etkiden ben memnun kaldım. Ancak şöyle bir sıkıntıyla karşılaştım kaşlarıma ne zaman uygulasam fırçada bir iki tane kıl görüyorum. Ürün bittikten sonra fırçaya bir baktım ki fırça minicik kıllarla dolmuş. Ürünün kaşlarımı döktüğünü farkettim. Ama kaşlarıma baktığımda   çok absürd bir durumla da karşılaşmadım. Belki elimdekileri bitene kadar kullanır belki de birilerine hediye ederim. Eğer böyle bir sorun yaşamasaydım severek alıp kullanacağım bir ürün olurdu.





Pastel Eyebrown Kaş Maskarası

Bu ürünü özellikle sona sakladım çünkü diğer iki üründeki etkiyi bunda bulamadım. Diğer iki kaş maskarasına göre içinde sanki hafif kızıllık var. Bu ürünün de yine üç rengi var Blonde, Light Brown ve Dark Brown. Bende ki rengi Light Brown. Tam olarak kendi kaş rengimi seçmiş olmama rağmen diğer iki kaş maskarasını sürdüğüm gibi doğal ve güzel durmadığını fark ettim. Fırçası minik ve oldukça kullanışlı. Fakat nedense sürdükten sonra kaşlarımın etrafına dağılma yaptı ve her seferinde kulak çubuğu ile temizlemek zorunda kaldım. Dışarı çıkıp gün ışığında dikkatlice baktığımda ise yapay bir görüntü gördüm. Bu bittikten sonra tekrar almayı düşünmüyorum. Belki farklı markalar deneyebilirim ama Rimmel London'dan yine de vazgeçmem diye düşünüyorum.





Siz bu ürünler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bana önerileriniz var mı yorum olarak bırakırsanız çok sevinirim.Umarım faydalı olmuştur kızlar.

Sevgilerle.. Hoşçakalın..

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Maybelline Color Sensational 745 Wooden Brown


Merhabalar..

Bugün size çok sevdiğim bir rujdan bahsetmek istiyorum. Eminim çoğu kişinin makyaj koleksiyonunda mutlaka yer alıyordur bu ruj. Maybelline Color Sensetional 745 Wooden Brown.







Uzunca bir süredir elimde olan bu ruju sürekli kullanmama rağmen hala bitiremedim. Neredeyse 2 yılı aşkın bir süredir elimde fakat yapısında ya da kokusunda herhangi bir bozulma olmadı. Ben bu seriyi gerçekten çok seviyorum. Özellikle Nude tonlarda bir ruj arayışındayken almıştım bu ruju. Aldığım günden beri de severek kullanıyorum.








Bence hemen hemen herkese yakışacak bir renge sahip. Ben beyaz tenliyim ve çoğu nude rujlar beni soluk gösterebiliyor. Ambalajından baktığımda çok beğendiğim ama sürdüğümde hayal kırıklığı yaşatan rujlardan olmadı bu ruj. İçinde hafif bir şeftalilik ve kahvelik barındırıyor. Pigmentasyonu orta seviyede diyebilirim tek katta rengini veriyor ancak yemek yendiğinde mutlaka tazeleme gerektiriyor. Kremsi bir yapısı olan bu rujun, dokusu, rengi ve kokusu gerçekten çok güzel. Ben yaz kış severek kullanıyorum. Yoğun göz makyajlarında o buğulu bakışları öne çıkarıp bu tonlardaki rujlarla tamamlandığında gerçekten inanılmaz güzel bir görüntü sergileniyor. Özellikle de yaz aylarında ışıltılı ve bronz tonlarındaki makyajlara da efsane yakışıyor.







Hemen hemen tüm makyajlara uygulayabileceğiniz joker bir renk. Sürümünün kolaylığından dolayı da acil durumlarda sür çık bir ruj oldu benim için. Denemeyenleriniz varsa mutlaka şans verin pişman olmayacaksınız.

Sevgilerle.. Hoşçakalın...




8 Temmuz 2016 Cuma

NYC SUNNY BRONZER




Merhabalar..




Bugün Watsons'ta satılan NYC SUNNY BRONZER'dan bahsedeceğim. Bronzer günlük makyajlarımda çok sık kullandığım bir ürün olmasa da her zaman elimin altında bulunması gereken bir ürün olduğunu düşünüyorum. Özellikle yaz aylarında kullanmayı çok seviyorum. Bu bronzer ise iyi ki almışım dediğim ürünlerden biri oldu. Ben genellikle yüzümü ısıtmak için kullanıyorum ve cilde doğal bir bronzluk katıyor. Diğer bronzerlar gibi çamur çamur durmuyor. İçinde hafif bir turunculuk var ve ışıltı barındırmıyor. Işıltı olmadığı için ben genelde aydınlatıcıyla destekliyorum. Pigmentasyonu ve kalıcılığı orta seviyede diyebilirim. Pigmentasyon açısından çok yoğun olmaması benim için büyük bir artı. Beyaz tenli olduğum için aşırı pigmentli ürünleri kullanırken zorlanıyorum. Ambalajı içinde ayna bulunması da oldukça kullanışlı fakat çokta sağlam bir ambalaja sahip olduğunu söyleyemem. Bende çok uzunca bir süredir sapasağlam duruyor fakat sanırım bu da benim dikkatli kullanmamdan kaynaklanıyor. Küçük olması sebebiyle de çantaya at çık bir ürün her yere rahatlıkla yanınızda taşıyabilirsiniz. Uygun fiyatlı bronzer'lar arasında en sevdiğim ürün kendisi. En çok Real Techniques Expert Face Brush ile uygulamayı seviyorum.






Fiyatı indirimsiz 9 tl. Gerçekten çok çok uygun denemeyen varsa mutlaka bir şans vermelisiniz. Umarım bir faydası olmuştur kızlar..

Sevgilerle.. Hoşçakalın..


2 Temmuz 2016 Cumartesi

VASELİNE SPREY KREM




                                                         Merhabalar..


Çok uzun süredir kullandığım hatta yazısını yazmaya çok geç kaldığım bir üründen bahsetmek istiyorum. Vaseline İntensive Care Sprey Krem. 




Vaseline ürünlerini eskiden de çok severek kullanmışımdır. Kokularıyla, verdikleri yumuşaklık hissiyle ve etkili olmasıyla her zaman benim gönlümü fethetmiştir. Bu sprey formdaki nemlendiricisini geçen yaz deneme fırsatım oldu. Acaba ben mi bitiremiyorum yoksa bazı ürünler çok mu bereketli? Çünkü hala bitmedi ve bu yaz yine benimle. Açıkçası en başta bu derece pratik olması bana çok cazip  geldi. Diğer ürüler gibi kutu içerisinde değil elimizi daldırıp almak yerine bu formda olması kullanırken bile insana daha zevkli geliyor. 

Benim bu ürünü beğenmemin sebeplerine gelirsek:

  • Özellikle yaz aylarında duştan çıktıktan hemen sonra uyguluyorum ve o sıcaklarda aleo vera’lı olması sebebiyle çok güzel ferahlık sağlıyor. Aynı zamanda kokusu da inanılmaz güzel bayılıyorum.
  • Ürünün ambalajı o kadar pratik ki yaptığım seyahatlerde rahatlıkla yanımda taşıyorum ve kilit mekanizmasına sahip olduğu için gönül rahatlığıyla bavuluma koyuyorum.
  • Hemen emilmesi, güzel nemlendirmesi ve yapış yapış olmaması da diğer bir artısı.
  • Bittikten sonra muhakkak tekrar alacağım ürünler arasında. Yine aynı çeşidini alırım çünkü bence diğer 2 çeşit arasında kullandıkça boğmayan, sıkmayan ve özellikle sıcak havalarda sizi daha da bunaltmayan tek çeşidinin bu olduğunu düşünüyorum.









Siz de bu ürünle ilgili düşüncelerinizi aşağıya yorum olarak bırakırsanız çok sevinirim.

 Hoşçakalın..

1 Temmuz 2016 Cuma




BİTENLER -1




 Herkese merhabalar..

İhtiyaç ve ihtiyaç dışı sürekli olarak yaptığımız kozmetik alışverişleri, severek aldığımız ürünler ve denemek istediklerimizi ne yazık ki hemen bitiremiyoruz. Ürün bitirmek benim için de oldukça uzun zaman alıyor. Özellikle de en çok bitirdiklerim arasında cilt bakım ürünleri var. Bu nedenle bir süredir kullanıp bitirdiğim ürünlerin hepsini bir arada toparlayıp sizlere anlatmak istedim.


Ürünlere geçecek olursak:

   






İlk olarak Garnier'ın Kusursuz Makyaj Temizleme Suyundan bahsetmek istiyorum. Bu ürünle tanışmadan önce yine aynı markanın makyaj temizleme sütünü kullanıyordum. Bu ürünle tanışmam ise bir arkadaşımın önermesiyle olmuştu. Denediğim ilk günden beri gerçekten severek kullandığım ve her indirimde yedekleyerek aldığım ürünler arasına girdi. 2 yılı aşkın bir süredir kullanıyorum ve gerçekten çok memnunum. Zaten bu ürünü sevmeyenine de çok rastlamadım. 400 ml’ lik bir ürün ve bana oldukça uzun zaman yetiyor. Ben genelde makyajımın kabasını alıp hemen ardından cilt tipime uygun bir temizleyiciyle temizlemeyi tercih ediyorum.





Gelelim temizleme jeline. Yapmış olduğum bir alışverişimde hediye olarak verilmiş Hydra Vegetal serisindeki bu temizleme jeli. Diğer yüz temizleme jellerine göre çok köpürmeyen bir ürün. Ben vermiş olduğu temizlik hissini ve kokusunu da sevdim. Yanak bölgem zaman zaman kurumaya meyillidir ama bu ürün ekstra bir kuruluk sağlamadı. Sadece makyajımı tamamen arındırmak için değil makyaj yapmadığım günlerde muhakkak bu tarz ürünleri düzenli kullanıyorum. Tek eksisi diğer yüz temizleme jellerine göre çok çabuk bitiyor olması. Elimde henüz hiç kullanmadığım birkaç ürün olduğu için onlar bitene kadar yeniden almam. Ama onlardan memnun kalmazsam alacaklarım arasında.





Sebamed güneş kremi ne yazık ki tamamen bitiremeden çöpe gidenler arasında. Çünkü kullanım ömrü 12 ay olduğundan malesef hepsini bitiremedim. Geçen yıl almıştım ve oldukça uzun süre yetecek bir ürün zaten. 30 faktör güneş koruması içeriyor. Ben genelde 50 nin altında çok kullanma taraftarı değilim çünkü beyaz tenli olduğum için olabildiğince kendimi koruma altına almak istiyorum. Kullandığım süre boyunca gerçekten çok memnun kaldım ve Sebamed en güvendiğim markalar arasındadır. Şuan başka bir markanın güneş kremini kullanıyorum. Onun yazısını da yakın zaman da yazmayı planlıyorum.






Blistex kuşkusuz benim en çok sevdiğim ve yaz kış kullandığım dudak nemlendiricisidir. Özellikle medplus olanı kış aylarında kullanıyorum dudaklarımı ciddi anlamda tedavi ediyor ve soğuk gerçekten olumsuz etkilemiyor. Bunu ise 3. kez bitirişim şuan elimde bitane daha var. Özellikle geceleri uyguladığımda sabah hala dudağımda etkisini hissediyorum ve yumuşacık oluyor. Aynı zamanda mat ruj kullanmayı çok seven biri olarak, mat rujlardan önce mutlaka uyguluyorum ve sürerken zorluk çekmiyorum. Uzun lafın kısası deneyimlediğim lipbalmlar  arasında açık ara en etkilisi.

    

Denediğim ilk kuru şampuan Batiste'in Kuru Şampuanı oldu. İlk kez kuru şampuan alacağım zaman detaylı bir araştırma yaptıktan sonra diğer markaların ürünlerini sevende vardı sevmeyende. Ama kuru şampuanlar arasında en iyisi gösterilen batiste'in gerçekten herkes tarafından sevilen bir ürün olduğunu gördüm. Fazla macera aramadan almışken iyisini alıyım mantığıyla aldım denedim ve çok memnun kaldım. Küçük boyunu almış olmama rağmen 1 yılda ancak bitirdim diyebilirim. Çünkü çok sık kullanmıyorum. Eğer sürekli kullanıyorsanız tabi ki size küçük boyu bu kadar uzun süre gitmeyecektir. Şuan yeni bir markanın ürününü aldım denemek için eğer ondan memnun kalmazsam kesinlikle yeniden batiste kuru şampuanı alırım.






Bitmesinden dolayı çok üzüntü duyduğum tek ürün Essence I Love Extreme Maskarası oldu. Bildiğiniz gibi essence gratisten kalktı ve şuan benim ulaşabileceğim tek yer Rossman'lar. Eskiden her gittiğimde en az 5 tane gördüğüm bu ürünü artık bulamamanın üzüntüsünü yaşamıyor değilim. İlk kez yabancı bir Vlogger'da görüp bir merakla almıştım. Hatta o dönemler Türkiye'de bildiğim kadarıyla bu derece yaygın değildi. En azından ben ne zaman gratis'e gitsem essence standında her seferinde görüyordum bu maskarayı. Ne zaman ki herkes tarafından keşfedildi hemen karaborsa oldu. Aslında ilk kullandığımda yapısı o kadar ıslak gelmişti ki hemen bir kenara attım. Daha sonra değerini anladığımda ise çoktan herkes keşfetmiş ve bulunmamaya başlamıştı bile. Keşke yeniden denk gelip alabilsem..

    


Avon'un Argan Yağı 2. kez bitirdiklerim arasında. Şuan yenisini kullanmaya başladım bile. 3-4 pompa elime döküp saç boylarımdan uçlara kadar iyice yediriyorum. Saçlarımdan yana tek sıkıntım duş sonrası kabarmasıdır. Fakat bazı saç bakım yağları özelliklede bu yağ ciddi anlamda elektriklenmenin de önüne geçiyor. Üstelik kokusu da o kadar güzel ki uzun süre saçınızda kalıp mis gibi kokuyor. Fiyatı da bir o kadar uygun. Saç bakımımda eksik etmediğim ürünler arasında.





Himalaya markasının şuan için sadece göz kremini kullandım. Göz kremi arayışındayken tesadüfen gördüm ve denemek istedim. Yoğun yapıda bir krem ve çok az bir miktar aldığınızda tüm göz altlarınıza yeterli oluyor ve hemen emiliyor. Rahatsız edici bir kokusu da yok. Vermiş olduğu nem hissinden çok memnun kaldım. Sabah ve akşam düzenli olarak uyguladım. Ürünün vaadleri arasında;

·           4 haftada koyu renk halkalarda % 80 azalma
·           4 haftada göz altındaki kırışıklık ve ince çizgilerde  % 28 azalma
·           Aydınlık ve yumuşak bir görüntü

Göz altı morluklarım olmadığı için bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak yeni oluşan ince çizgileriniz varsa önerebileceğim bir ürün kendisi. Çünkü düzenli kullanımda ince çizgileri ciddi anlamda hafifletiyor. Ama tabi ki daha büyük problemlere sahipseniz daha etkili ürünler kullanmanızda fayda var.






 Garnier Neem Arındırıcı Yüz Temizleme Jelinin küçük boyunu bitirdim. Bu üründen de oldukça memnunum şöyle ki; büyük boyundan tam 3 tane bitirdim. Neem'e değinmek gerekirse, Hindistan'dan gelen bir bitki ve oradaki kadınlar Neem ağacından elde ettikleri bu bitkiyi uzun yıllar cilt bakımlarında kullanmışlar. Bu bitkinin en önemli özellikleri arasında da cildi yatıştırması, ferahlatması ve nem vermesi var. Ürünün yapısı oldukça yoğun küçük bir miktar tüm yüze yetiyor ve aynı zamanda köpürüyor. Ben verdiği temizlik ve ferahlık hissini seviyorum. Yüzümü de kurutmadı. Ancak elimde farklı ürünler olduğundan uzun bir süre tekrar almayı düşünmüyorum.





TONI&GUY Deniz Tuzu Spreyini özellikle yaz aylarında sıkça kullanıyorum. Saçlarım düz fakat dalgalı kullanmak istediğim zamanlarda bu spreyi sıkıyorum. Saçımın dalgalarını saatlerce hatta ertesi gün bile söndürmeden tutan etkili bir ürün. Kısacası çook seviyorum. Bittikçe alırım.





Essence Stay Naturel Concealer yine severek kullandığım ürünlerden. Özellikle günlük makyajlarda kullanmak için oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Bende ki rengi 03 soft nude. Asansörlü bir ürün ve kullanırken dikkat etmek gerekiyor. Ben ilk aldığımda o kadar çok çevirdim ki bir süre hiç ürün gelmedi içi boş sandım. Ardından bir anda fazlaca çıktı bu sebeple çevirirken dikkat etmek lazım.Göz çevrem sorunlu olmadığı için kapatıcıyı sadece makyaj yaptığım zaman bir tamamlayıcı olarak kullanıyorum ve verdiği aydınlık görünümü seviyorum. Göz altı problemli olanlar için bu ürün yeterli olamayacaktır. Çünkü çok yoğun bir kapatıcılığı yok. Ama günlük kullanım için oldukça hafif ve güzel aydınlık veren bir ürün ayrıca göz altlarını da kurutmuyor. Bana göre tek eksisi çok çabuk bitmesi.


Bu ürünlerin içinden sizinde sevdikleriniz ya da sevmedikleriniz varsa aşağıya yorum bırakırsanız çok sevinirim. Umarım yazımı beğenmişsinizdir..

Hoşçakalın..